İzmir, Muğla ve Dörtyol Alev Alev! Orman Yangınları Hâlâ Sürüyor
Türkiye’nin yazları artık sadece tatil, deniz ve turizmle değil; alevlerle, tahliyelerle ve acil müdahale ekiplerinin çaresiz çırpınışlarıyla anılıyor. 2025 yazı da bu kaderi değiştiremedi. İzmir, Muğla ve Hatay’ın Dörtyol ilçesinde günlerdir süren orman yangınları, hâlâ tam anlamıyla kontrol altına alınabilmiş değil. Her yıl tekrarlayan bu kabus, bu kez daha erken ve daha yoğun geldi. Rüzgâr, düşük nem, kavurucu sıcaklıklar... Ama yalnızca doğa koşulları değil, organizasyon eksiklikleri de bu yangınların büyümesinde pay sahibi gibi görünüyor.

Peki Yangınlar Ne Durumda?
? İzmir: Menderes ve Seferihisar Alarmda
İzmir’in Menderes ilçesi Keler Mahallesi civarında 21 Temmuz akşamı başlayan orman yangını, rüzgârın da etkisiyle gece boyunca yayıldı. Seferihisar Doğanbey tarafında da yeni yangınlar çıktı. Toplamda beş köy ve iki mahalle tahliye edildi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın açıklamasına göre, İzmir'deki yangınlar hâlâ tamamen kontrol altına alınmış değil. Halen yer yer aktif alevler var. Ekipler, 4 uçak, 14 helikopter, 106 arazöz ve 1.000'in üzerinde personelle yangına müdahale ediyor. Ancak rüzgâr sürekli yön değiştiriyor ve yangının yeniden büyümesini kolaylaştırıyor.
? Muğla: Bodrum ve Menteşe’de Müdahale Sürüyor
Muğla genelinde ise özellikle Bodrum, Menteşe ve Milas çevresinde çıkan yangınlar zaman zaman kontrol altına alınsa da, tamamen söndürülmüş değil. Ot yangınları gibi başlayıp ormanlık alana sıçrayan yangınlara havadan müdahalede gece görüşlü helikopterlerin yetersizliği bir kez daha gündeme geldi.
Bölgedeki vatandaşlar, yangının ilk saatlerinde ekiplerin geç gelmesinden ve yeterli müdahale yapılmamasından yakınıyor. Bazı evler boşaltıldı, küçükbaş hayvanlar telef oldu, tarım arazileri büyük zarar gördü.
? Hatay (Dörtyol ve Antakya): Alevlerin Önü Alınamıyor
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde başlayan yangın, narenciye bahçeleri ve zeytinliklerin ortasında hızla yayıldı. Özellikle Antakya kırsalındaki bazı bölgelerde alevler tekrar tekrar parlıyor. Bakan Yumaklı’ya göre burası hâlâ “en riskli ve en zor bölge”.
Bölgede yaşayan vatandaşlar tahliye edilirken, bazı köylerde halk kendi imkanlarıyla yangına müdahale etmeye çalışıyor. Gönüllüler, hayvanları kurtarmak için riskli alanlara giriyor. Sosyal medyada yayılan görüntülerde, korku ve çaresizlik net şekilde görülüyor.
Müdahale Var, Ama Yeterli mi?
Devlet yetkilileri, yangınlara karadan ve havadan büyük bir güçle müdahale edildiğini bildiriyor. Ancak yangınlara ilk saatlerde geç müdahale edildiğine dair iddialar, kamuoyunun hafızasında bir kez daha yer ediyor. Özellikle gece uçuşuna uygun hava araçlarının sınırlı olması, alevlerin geceleri yayılmasına engel olunamamasına neden oluyor.
Sıcaklıkların 40 dereceyi aştığı, nem oranının %10’un altına düştüğü günlerde, yangınlar bir kıvılcımla saatler içinde kilometrelerce alana yayılıyor. Bu durumda erken uyarı sistemleri, yerel hazırlık planları ve güçlü bir koordinasyon hayati önem taşıyor. Ancak bunların hepsi, yangın çıktıktan sonra tartışılmaya başlanıyor.
Toplumsal Hafızada Aynı Soru: Ne Zaman Öğreneceğiz?
Her yıl aynı senaryo: Yangın çıkıyor, müdahale geç başlıyor, kontrol altına alınması günler sürüyor, sonra unutuluyor. Ta ki bir sonraki yaz tekrar başlayana kadar.
Neden hâlâ gece görüşlü helikopter sayısı yetersiz?
Neden yangına hassas bölgelerde sürekli izleme sistemi yok?
Neden her yaz aynı illerde aynı acı yaşanıyor?
Cevap yok. Ama doğa her yıl yeni bir fatura kesiyor.
Haber Merkezi
Ne Hissediyorsun?






